ZÂHİRİYYUN — Görünüşe göre hükmedenler. İç yüzünü, hakikatını iyi bilmeyenler. Ehl i zâhir olanlar. * İlm i Kelâm da: Nassların zâhir mânalarına göre hüküm çıkaran ve te vil ve tevcihten geri duranlar ve tarafdarları … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SATHÎ — Görünüşe göre, derinliğine dalmadan, üstünkörü olarak, satha dâir ve âit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÂHİREN — Görünüşe göre. Meydanda olduğu gibi. Göründüğü gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zahir — 1. sf., esk., Ar. ẓahīr Yardım eden, destekleyen, arka çıkan 2. sf., Ar. ẓāhir 1) Açık, belli 2) is. Dış yüz, görünüş 3) zf., hlk. Kuşkusuz, elbette, şüphesiz Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki... S. M. Alus 4) zf. Görünüşe … Çağatay Osmanlı Sözlük
galiba — zf., Ar. ġālibā Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan Benim adımı işitince şöyle bir durdu, galiba beni tanımış olacak. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünürde — zf. Dıştan bakınca, görünüşe göre, ortada, meydanda Çok para harcadığı hâlde görünürde bir şey yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
olası — sf. Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel, mümkün … Çağatay Osmanlı Sözlük
sureta — zf., Ar. ṣūretā 1) Görünüşe göre, görünüşte 2) Yalandan … Çağatay Osmanlı Sözlük
zahiren — zf., esk., Ar. ẓāhiren Görünüşte, görünüşe göre Zahiren ufak, ehemmiyetsiz, değersiz bir sebepten dolayı iki sevgili arasında bir nazlaşma kavgası. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
racon kesmek — 1) görünüşe göre hüküm vermek 2) gösteriş yapmak Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
zâhiren — (A.) [ اﺮهﺎﻇ ] görünüşte, görünüşe göre … Osmanli Türkçesİ sözlüğü